Kendimi kaybedip 200TL'leri zorlayan bir Idefix sepeti yapivermisim. Sonra 'Sacmalama Cansu! dedim kendime: "Gecen posta aldiklarini oku once!". Goodreads'te okuduklarima bakarken, eklemeler cikarmalar yaptim. Tuttum kitapliga gittim sonra. Ola ki evde olan bir seyi de almamayim. Gecen haftalarda oynadigimiz iki Trivial Pursuit oyununda cikti: Ayisigi Sofrasi ile Nazli Eray. Hic okumamisim sanki ama bir taraftan da cok iyi biliyorum. Baktim, evde iki kitabi var. Okumusum, belli ki. 2009'ta. Biri Mayis, oburu Temmuz diyor, adim soyadimla birlikte ilk sayfalarinda. Istanbul'u da not dusmusum.
Kitaplar yipranmislar. Acinca kitabi isimler/satirlar hic yabanci degil fakat butunune dair hicbir fikrim yok. Oyle cok cize cize okumusum ki, kafayi yiyecegim.Ne okudum, nasil okudum bilmiyorum.
Ayisigi Sofrasi'nin en arkasinda ise benim el yazimla degil, ispirtolu kalemle yazilmis bir yabancinin adi, email adresi ve bir kitap ismi var: Complicated Favors: A Turkish Affair. Kitabin ismini soruyorum Google'a, yazari email adresiyle ayni isim cikiyor. Ben Nazli Eray'i okurken, nottaki kitabi yazan kadinla tanismisim demek ki. Kadin bana email adresini vermis. Temmuz, 2009. Nerde tanidim peki ben o kadini?
Gizemini cozemedigim isler cikti kutuphanemden, 5 sene ertesinde. Ben kitabi yeni bastan okuyayim en iyisi, o zaman hatirlarim belki. Niyeti karmasik kitabi da bulayim. Nasil bir fug hali bu anlayan beri gelsin. Nazli Eray'lar biraz beklesin yine de, Baris Bicakci'ya devam edegim. Hem vakti geldi: Baharda Yine Geliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder