17 Mart 2011 Perşembe

st. patrick dediler..

Patrickcigimin hatrina, cok eskiden beri durup duran, bir HIMYM anisidir. MacLaren's Irish Pub pecetesinde bir cilgin beyin firtinasi.
Bilgisayari temizliyorum, bir kez daha back-up'lardayim, Guinness'ler.. Patrick.. MacLaren.. Irish.. Yesil falan derken!

7 Mart 2011 Pazartesi

Macera vs. Seruven

Apansizin farkettim ki; 'seruven' kelimesini pek de yaygin olarak kullanmamaktayiz.. macera utanmaz bir genelgecerlilikle seruven'in ekmegini de yemeye calisiyor.. seruven'e yapilan bu haksizliga goz yummayalim, cocukken sevdigimiz pek cok kitabin adi macerali degil seruvenliydi.. hem seruven daha kocaman, daha gosterisli durumlari anlatir.. seruven olan seyi de macera diye kakalamayalim.. maceraysa macera.. seruvense seruven! macera olan seyi de seruven diye yutturmaya calismayin ama! ulan yoksa hayatlarimiz kisa oz heyecanlarla kaplandi da hic birsey seruven olacak kadar serpilemiyor mu?! o yuzden mi yoksa?!

6 Mart 2011 Pazar

Bahar ne zaman gelir?

Mart ayinda hala kisin tedirginligiyle kazmanin kuregin varligini tehdit edip, bir cicek acmayla bahar gelmez zihniyetindeki yerli kotumserligimize karsilik, hava 7 bilemedin 8 derece bile olsa, azicik bir gunes acanda, cicek micek gozetmeden acilip sacilmakta beyis gormeyen 'mart geldi, bahar geldi, mevsim degisti ilkbahar oldu, gulumse' mottolu dingiliz dengesizligini destekledigimi belirtmek isterim.
Mevsimin degismesinin verdigi sevke ve mutluluga hayranim. Sicakliklar degismesin de dursun, mevsim degisti arkadas. Dingiliz dememe de bakmayin, sevdigimden soyluyorum.
Ozetle, gerekirse kazma kurek yakilir ama, baharda yakilir. Malum, bu memlekette degil kazma kurek komple tum arac gerec Temmuz'da bile yakilir.
O yuzden bahar geldi, hos geldi!






Kuslar otuyor, minik minik tomurcuklar.. Hayat bi tuhaf.. Gemiler falan!

4 Mart 2011 Cuma

Ofis faresi..

Ben kendimi bu 16m2'lik 'ofis' diye tabir edilebilecek yere kapatacak ruh hali ve kafalara nasil geldim?!
Sorarim size nasil ha nasil? Yemin ederim bilmiyorum. 
Tamam simdi sakin olacagim, ve yavasca olup biteni anlatacagim. Tamam hepsini anlatamam sanirim, cunku hikaye geriye dogru gittikce kendimi tekrar etmis olacagim vs. vs. Kendimize referans verebiliyor muyuz hocam? Plagiarism'e girer mi?
Olan sudur ki, ben bugun kendimi bolumdeki 5 kisiyle birlikte paylastigim minik ofise kapattim. Evet gece oldu su an saat 2.33'u gosteriyor. yani normal olan herkes bu saatte evinde uyuyor, belki televizyon izliyor, kimi bozdolabi onunde farelik pesinde, cilgin atanlar sevisiyordur bile belki.. Oyle saatlerdeyiz. Peki ben gunlerdir ugramadigim bu cevizici incir cekirdegi ofiste gecenin bu manyak saatinde ne yapiyorum? Utanmadan, calisiyorum elbette diyemecegim. Hani su doktoraya basladigimdan beri Charlie'yi vermekle, kendim dahil herkesi yaziyorum yeah demekle kandirdigim o seyi yazmaya calisyorum. Ne durumdasin diyeceklere hala pek bi cevabim yok, gormuyor musun blog yaziyorum it! Sorulucak soru mu simdi bu?!
Neyse burda da yazmayarak kitlendim, ben biraz da gidip wordde sacmalayacagim. Izninizle..
Yanarim yanarimda su triplerle millet de sanacak ki 'ayy yazik kiza bak gecelri bile kapanmis calisiyor.. vah vah! Yok ulan ole bisey. 40'niz biraraya gelseniz benim yapacagim tembellige, miskinlik kafasina gelemezsiniz. Onun etkilerini en azindan paspas altina supurebilmek icin bi hamle ettim ama o da bi cacik olamayacak diye korkuyorum.